High-Frequency Trading (HFT), Türkçe karşılığı ile Yüksek Frekanslı İşlem veya sistematik işlem, büyük yatırım bankaları, hedge fonları ve kurumsal yatırımcılar tarafından kullanılan otomatik bir işlem algoritmasıdır. Son derece yüksek hızlarda çok sayıda işlem yapmak için güçlü bilgisayarları ve sunucuları en hızlı bağlantı teknolojisiyle birleştiren bir stratejidir. HFT, mümkün olan en yüksek ticaret yürütme hızına ulaşmak için özel bilgisayarlardan yararlanır. Oldukça karmaşık bir algoritma olan HFT öncelikle yatırım bankaları ve hedge fonları gibi büyük kurumsal yatırımcılar tarafından kullanılan bir araçtır.
High-Frequency Trading’de kullanılan karmaşık algoritmalar, ortaya çıkan eğilimleri milisaniyeler içinde tespit etmek için bireysel hisse senetlerini analiz eder. Analiz bir tetikleyici bulduğunda, yüzlerce satın alma emrinin birkaç saniye içinde gönderilmesiyle sonuçlanacaktır. HFT, alım satım verilerini analiz etmek ve alım satımları saniyeler içerisinde gerçekleştirmek için algoritmalar kullanır. High-Frequency Trading platformları, kullanıcıların çok sayıda piyasayı ve alım satım platformunu taramasına izin vererek, kurumların açık piyasadan önce işlemleri gerçekleştirmeleri için anlık arbitraj fırsatları da sunar.
Alım satım platformları, kurumsal şirketlere piyasaya likidite katmaları için teşvikler sunmaya başladığında HFT popüler olmaya başladı. Örneğin, New York Menkul Kıymetler Borsası'nın (NYSE), borsadaki kotasyonlar için rekabet ve likidite eklemeye çalışan, Ek Likidite Sağlayıcıları (SLP'ler) adı verilen bir grup likidite sağlayıcısı bulunur.
SLP, likiditenin yatırımcılar için büyük bir endişe kaynağı olan 2008 yılında Lehman Brothers'ın iflas etmesinin ardından tanıtıldı. Şirketlere bir teşvik olarak, NYSE söz konusu likiditeyi sağlamak için bir ücret öder veya indirim sağlar. Günde milyonlarca işlemle, bu büyük miktarda karla sonuçlanır.
HFT, 1983'te NASDAQ'un tamamen elektronik ticaret biçimini uygulamaya koymasından sonra kademeli olarak gelişmiştir. 21. yüzyılın başında, HFT işlemleri birkaç saniyelik bir yürütme süresine sahipken, 2010'da bu milisaniyelere ve hatta mikrosaniyelere düştü. 2 Eylül 2013'te İtalya, özellikle HFT'yi hedef alan bir vergi uygulayan ve 0,5 saniyeden kısa süren hisse senedi işlemlerinden %0,02'lik bir vergi alan dünyanın ilk ülkesi oldu.
High-Frequency Trading (HFT) Avantajları
HFT, büyük hacimli menkul kıymet alım satımının yanı sıra, tüccarların çok küçük fiyat dalgalanmalarından bile kâr elde etmelerini sağlar. Kurumların alış-satış marjlarında önemli getiriler elde etmelerini mümkün kılar. Alım satım algoritmaları birden çok piyasayı ve borsayı tarayabilir. Aynı varlık için farklı borsalarda işlem gören küçük fiyat farklılıklarını belirlemek de dahil olmak üzere tüccarların daha fazla ticaret fırsatı bulmasını sağlar.
HFT’nin, piyasadaki likiditeyi artırdığını iddia edilir. HFT, alım satımların daha hızlı gerçekleştirilmesi ve alım satım hacminin önemli ölçüde artması nedeniyle piyasadaki rekabet artmaktadır. Artan likidite, alış-satış marjlarının düşmesine neden olarak piyasaları daha fiyat açısından verimli hale getirir. Likit bir piyasa, her zaman bir pozisyonun diğer tarafında biri olacağından, kendisiyle ilişkili daha az risk görür. Ayrıca, likidite arttıkça, bir satıcının satmaya hazır olduğu fiyat ile bir alıcının ödemeye razı olduğu fiyat birbirine yaklaşacaktır. Risk, çeşitli stratejilerle azaltılabilir bunlardan biri, bir tüccarın pozisyonunun belirli bir fiyattan kapanmasını ve daha fazla kaybı önlemesini sağlayacak olan zararı durdurma emridir.