Stablecoin piyasasında uzun süredir göz ardı edilen kırılganlıklar, büyük bir finans kuruluşunun yayımladığı değerlendirmeyle yeniden gündeme taşındı.
Yeni rapora göre, stablecoin ihraççılarının rezerv yapısı piyasada oluşturduğu güvenin temelini belirliyor. Eğer kullanıcılar aynı anda çıkış yapmak isterse, ihraççıların likit ve düşük riskli varlıklara sahip olması kritik görülüyor. Aksi durumda token fiyatının sabit kaldığı seviyeden uzaklaşma ihtimali oluşuyor. En büyük stablecoin konumundaki projeyle ilgili yapılan değerlendirmeler ise yalnızca tek bir varlığı değil, küresel işlem çiftleri ve DeFi altyapısının tamamını etkiliyor.
Rapor, rezerv kalitesine ilişkin soruları özellikle öne çıkarırken nakit, nakit benzeri varlıklar ve kısa vadeli tahviller dışındaki enstrümanların payının artmasının kırılganlığı büyüttüğüne dikkat çekiyor. Bu nedenle farklı bölgelerde hazırlanan düzenleyici çerçeveler, yüksek kaliteli likit varlık şartını giderek daha net biçimde tanımlıyor. Uzmanlar, bu yaklaşımın özellikle kurumsal yatırımcılar açısından belirleyici olacağını düşünüyor.
Ayrıca daha yüksek notlanan diğer stablecoin’lerin kurumsal tarafta avantaj elde edebileceği belirtiliyor. Ek olarak, dolar sabitli yeni bir ürün hazırlığı yapan ihraççı tarafında yapılan sert açıklamalar tartışmanın dozunu artırmış durumda. Bu süreç, stablecoin pazarının farklı bölgelere göre daha belirgin şekilde ayrışacağı bir döneme işaret ediyor.
