Kripto para piyasalarında yaşanan son boğa dönemi, birçok yatırımcı için önceki boğa dönemlerindeki etkisini yaşatmadı. Bu nedenle, birçok yatırımcı yeni bir boğa beklentisi içerisindeyken, bazıları ise en azından piyasalarda bir toparlanma ve yükseliş umudu taşıyor. Ancak, yaşanan tüm olumsuz senaryoların ortadan kalkacağı, Bitcoin ve alternatif kripto paraların yeniden yükseleceği beklentisi içinde olan yatırımcılar, artık sadece kripto para piyasasını takip etmekle yetinemiyor. Takip edilmesi gereken birçok global metrik bulunuyor.
Kripto paralar, ortaya çıktıkları dönemde alternatif bir ekonomi oluşturma ve kriz anlarında bir çıkış noktası yaratma amacıyla benimsenmişti. Ancak, bu algı zamanla değişmeye başladı. Özgür ve bağımsız olması beklenen Bitcoin, özellikle ABD'den gelen kararlarla paralel şekilde etkilenerek, "dijital altın" olma rolünden uzaklaşmış durumda. Bu durum, kripto paraların kriz anlarında beklenen güvenli liman olma rolünü sorgulatıyor.
Pandemi ile birlikte dünya, daha önce tecrübe etmediği bir sürecin üstesinden gelmek için çeşitli adımlar attı. Bu süreç, son üç yıldır süregelen enflasyon sorununu da beraberinde getirdi. ABD'nin liderliğinde yürütülen enflasyonla mücadele, çeşitli ekonomik adımlarla gerçekleştirildi. Ancak bu adımlar, beklenen sonuçları tam anlamıyla vermediği için uzmanlar, yeni yöntemler deneme gereği duyuyor.
ABD'deki faiz artırımı ve sıkılaşma politikası, enflasyonu belirli ölçüde düşürse de, küresel çapta ekonomik krizi tetiklemeye devam ediyor. Bu durum, Asya borsalarını da etkisi altına alarak, tüm dünya piyasalarında ciddi düşüşlere neden oluyor. FED'in aldığı kararlar bu nedenle sert eleştirilere maruz kalıyor. Enflasyonla mücadele dışında, dünya jeopolitik gerilimlerle de uğraşıyor. Ukrayna-Rusya savaşı ve Orta Doğu'daki gerginlikler, hassas olan ekonomiyi derinden etkileyerek olumsuz gelişmeleri güçlendiriyor. Bu bölgesel gerginlikler, 3. Dünya Savaşı endişelerini gündeme taşıyor. Bu süreçte altın ön plana çıkarken, diğer finansal enstrümanlar negatif hareket ediyor.
Savaşlar, ekonomik krizler ve bunları yeniden tetikleyen pandemi tehdidi, küresel ekonomiyi zorlamaya devam ediyor. Dünya, COVID-19 pandemisini atlattıktan sonra, Dünya Sağlık Örgütü yeni bir pandemi uyarısında bulunuyor. Bu uyarı, piyasaların yeni tehditleri sürekli değerlendirmesi ve bilinçli olması gerektiğini gösteriyor.
Bu karmaşık ve olumsuz ortamda, alternatif bir ekonomi ve devlet baskısından kaçış mekanizması olarak görülen kripto paraların nasıl performans gösterdiği merak konusu. Ancak, tıpkı pandemi sonrası değişen dünya ekonomisi gibi, kripto paraların da davranışları ve işlevi değişmiş durumda. Artık kripto paralar, özellikle de Bitcoin, bu tür büyük konular tartışıldığında, alternatif bir çözüm olmaktan ziyade geleneksel finansal enstrümanlarla paralel hareket ediyor.
Örneğin, Bitcoin, spot ETF'lerin devreye girmesiyle birlikte, kriz durumlarında geleneksel finansal enstrümanlarla benzer şekilde hareket ediyor. Jeopolitik gerginlikler ve savaş tehditlerinde altının yükselişi izlenirken, Bitcoin borsalardaki düşüşleri takip ediyor. Ayrıca, ABD ve diğer ülkelerin ekonomik politikaları ve verilerinden etkilenerek geleneksel finans dinamikleriyle paralel hareket ediyor.
Sonuç olarak, Bitcoin son dönemde 58 bin ile 64 bin dolar arasında sıkışmış durumda. Bu aralığın dışına çıksa da, bu bölgede gidip gelerek herhangi bir ayrışma veya sıçrama yaşayamıyor. Bu durumu, spot ETF'lerle geleneksel finansın etkisi olarak açıklamak mümkün olsa da, kripto para piyasasında son yıllarda katma değerli ürün ve adımların yavaşlaması da bu sıkışıklığın sebeplerinden biri olabilir. Kripto paraların ayrışması için gerekli gücün zayıflaması, ön plana çıkacak bahanenin eksikliği ve yaşanan gelişmelerin kripto paraları geleneksel finansın enstrümanlarına yakınlaştırması, bu durumu destekliyor. Artık bir alternatifi değil, benzerliği konuşuyoruz.