Portföy yönetimi 1950'li yıllara kadar oldukça basit bir varsayıma dayanarak ilerlemiştir. Bu varsayım temelde portföyde ne kadar fazla varlık olmasına ve bu varlıkların sektör farklılıklarına yoğunlaşmıştır. 1950'li yıllar öncesinde portföy yöneticileri portföy oluştururken içerisine koyacakları finansal varlıkları farklı sektörlerden tercih ederek portföyün riskini düşürmeyi ve belirli bir getiri seviyesine ulaşmayı hedeflemiştir. Ancak bu görüş oldukça basit ve etkisiz kalmaktadır. 1950'li yıllar öncesinde portföy yöneticileri piyasadaki önemli düşüşlerde başarılı olamamakta ve büyük kayıplar yaşamaktadır.
1952 yılında Harry Markowitz, tüm finans literatürünü değiştirecek bir çalışmaya imza atarak "Modern Portföy Teorisi'' isimli makalesini yayınlamıştır. Markowitz bu çalışmasında finansal varlıkların getirilerini ve risklerini tanımlamış ve portföy oluşturmada bir standart ortaya koymuştur. Markowitz, finansal varlık risklerini, getirilerin ortalamasından sapma olarak belirlemiştir. Varyans ile hesaplanan bu verileri de arzu edilmeyen, gerçekleşmesi istenmeyen sapmalar olarak tanımlamıştır.
Portföy için getiri hesaplaması yapılırken, portföyde yer alan yatırım araçlarının getirisi ve portföydeki payları kritik iki ana unsurdur. Bu şekilde düşünüldüğünde portföydeki iki ya da daha fazla varlığın bulunduğu senaryoda portföy getirisi formülü şu şekildedir:
Örnek: Portföyünüzde 3 farklı kripto para olduğunu varsayalım. Bu kripto paralar Bitcoin (BTC), Ether (ETH) ve Polkadot (DOT) olsun. Bu kripto paraların portföydeki ağırlıkları ise sırasıyla %40, %35 ve %25 olsun. Portföyünüzün son 1 yıllık getirisini hesaplamak istediğinizi düşünelim. Getiriler de yine varsayım altında sırasıyla %23, %29 ve %14 olsun. Bu portföyün getirisi şu şekilde hesaplanmaktadır:
Yapılan işlemle portföydeki varlıkların ağırlıkları ve getirileri göz önünde bulundurularak toplam portföy getirisi hesaplanmıştır. Portföy getirisi %22,85 olarak bulunmuştur.