2025 yılının Nisan ayında ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), kripto para projelerine karşı açtığı bir dizi menkul kıymet davasını geri çektiğini duyurdu, bu hamle SEC’in kripto sektörü karşısındaki sert tutumunda keskin bir politika değişikliğine işaret etti. SEC’in yeni başkan vekili Mark Uyeda liderliğinde kurum, son iki ay içinde kriptoyla ilgili neredeyse tüm devam eden davaları durdurdu veya kapattı; SEC, bu süreyi dijital varlıkları menkul kıymet yasalarına nasıl uygulayacağını gözden geçirmek üzere oluşturulan yeni bir kripto çalışma grubunun çalışmaları için kullandığını belirtti. Bu gelişme, kripto paraların hukuki statüsü ve düzenlenme biçimi konusundaki temel tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Menkul Kıymet (Security) Nedir?
ABD hukukunda menkul kıymet kavramı, hisse senedi veya tahvil gibi klasik enstrümanların yanı sıra “yatırım sözleşmesi” gibi daha esnek düzenlemeleri de kapsar. 1946 tarihli ünlü Howey davasında ABD Yüksek Mahkemesi, bir yatırım sözleşmesini, bir kişinin parasını ortak bir teşebbüse başkalarının çabasıyla kâr elde etme beklentisiyle yatırması olarak tanımlamıştır.
Kripto Varlıklar Menkul Kıymet mi?
Bazı düzenleyiciler, birçok kripto paraya ilişkin getirinin hisse senedi yatırımına benzediğini düşünerek bu varlıkların menkul kıymet sayılması gerektiğini savunuyor. Nitekim SEC, 2023’te Coinbase’e karşı açtığı davada Solana (SOL), Cardano (ADA), Polygon (MATIC) gibi popüler token’ların kayıt dışı menkul kıymet olarak işlem gördüğünü iddia etti.
Buna karşın sektör temsilcileri ise bu varlıkların hisse senedi gibi yatırım araçları değil, bazen dijital emtia bazen de sadece kullanım amaçlı token olduğunu savunuyor. Örneğin Coinbase, mahkemede platformundaki kripto varlıkların Howey testindeki yatırım sözleşmesi tanımına girmediğini belirterek menkul kıymet olmadıklarını vurgulamıştı.
Yeni Bir Teknoloji İçin Eski Bir Ölçüt
SEC’in kriptoyu mevcut kanunlarla “yaptırım yoluyla” düzenleme stratejisi eleştiriliyor. Sektör temsilcileri, net kurallar olmadığından yasalara uymak isteyen projelerin bile neyin doğru olduğunu bilemediğini; rehberlik talep ettiklerinde ise bir yanıt alamayıp ancak ihlal durumunda cezalarla karşılaştıklarını belirtiyor.
Bir diğer eleştiri, 1930’lardan kalma menkul kıymet yasalarının merkezi olmayan kripto projelerine uymadığı yönünde. Merkezi bir ihraççı veya yönetici olmayan blockchain projelerinde eski tip düzenlemelerin “hukuken uygunsuz ve pratikte etkisiz” kalabileceği, bu yüzden kripto için yeni kurallara ihtiyaç duyulduğu savunuluyor.
Howey testinin kripto varlıklara uygulanması konusunda da görüş ayrılığı var. SEC kanadı, 80 yıllık bu testin esnek ilkelere dayandığı için hala geçerli olduğunu savunuyor. Buna karşılık kripto endüstrisi temsilcileri, dijital tokenlerin bir kısmının Howey kriterlerine uymadığını belirterek testin günümüz için yetersiz kaldığını düşünüyor. Bu nedenle kripto varlıklar için yeni tanımlar ve yasalar gerektiği savunuluyor.
Bu Hukuki Sınıflandırmalar Neden Önemli?
Bir kripto varlığın menkul kıymet sayılması, inovasyon ve piyasa açısından ciddi sonuçlar doğurur. Eğer bir token menkul kıymet kabul edilirse, ihraç eden ve alım-satımını yapan taraflar SEC’e kayıt ve kapsamlı raporlama yükümlülüklerine tabi olur. Bu da birçok kripto projesinin ABD’de faaliyete geçmesini zorlaştırabilir veya engelleyebilir. Nitekim belirsizliğin hâkim olduğu ortamda, birçok blockchain girişiminin ya yurt dışına yöneldiği ya da hiç başlamadığı belirtiliyor. Ayrıca bir tokenın menkul kıymet mi yoksa emtia mı olduğunun netleşmesi, diğer tüm düzenlemeler için gerekli bir ön koşul olarak görülüyor. Sonuç olarak hukuki tanım belirsiz kaldıkça, şirketler nasıl uyum sağlayacaklarını bilemiyor, yatırımcılar da tam koruma altında olamıyor.
Biden Döneminde SEC’nin Kripto Yaklaşımı
Biden yönetimi (2021-2024) döneminde SEC, kripto paralara karşı oldukça sert bir tutum benimsedi. Başkan Gensler, mevcut kanunların büyük ölçüde yeterli olduğunu ve piyasadaki çoğu token’ın menkul kıymet niteliği taşıdığını öne sürdü. Bu yaklaşım doğrultusunda SEC, yeni kurallar getirmek yerine mevcut yasaları sıkı bir şekilde uygulayarak sektöre gözdağı verdi. Özellikle 2023’te Coinbase ve Binance gibi büyük borsalar, kayıtsız menkul kıymet işlemi yaptıkları iddiasıyla hedef alındı. Coinbase davasının 2025’te yeni yönetimce geri çekilmesi ise, önceki dönemin bu “yaptırımla düzenleme” anlayışından keskin bir kopuş olarak yorumlandı.
2024 Sonrası Trump Döneminde Neler Değişti?
2025’te başkanlığı devralan Trump yönetimi, SEC’in kripto stratejisinde köklü bir rota değişikliğine gitti. SEC, kripto endüstrisine karşı sürmekte olan neredeyse tüm davalarını durdurdu veya geri çekti. Bu geri adım, Gensler döneminin “yaptırımla düzenleme” politikasından vazgeçildiğinin sinyaliydi. Yeni SEC yönetimi, bunun yerine dijital varlıklar için daha “akla yatkın” bir yol haritası çizmek istediğini açıkladı. Uyeda liderliğinde bir kripto çalışma grubu oluşturularak sektöre dair kurallar gözden geçirilmeye başlandı; kurum artık sektörle diyalog kurarak kılavuz ilkeler belirlemeye yöneldi.