Silicon Valley Bank (SVB) neden iflas etti?
Tarihler 1983'ü gösterdiğinde kurulan SVB, teknoloji endüstrisi bankacılığında uzmanlaşmasıyla dikkati çekti. Nitekim banka genellikle startuplara krediler veriyor ve startupların halka arzlarına da yardımcı oluyordu.
Silicon Valley Bank, 10 Mart Cuma günü iflas ederek küresel piyasaları sarstı. SVB, şirketlere ve yatırımcılara ait milyarlarca USD’yi ortada bıraktı. Endişeli mevduat sahipleri, federal bankacılık düzenlemeleri tarafından garanti edilen 250.000 USD’nin üzerindeki fonlarını para çekmek umuduyla SVB'nin şubelerinin önünde uzun kuyruklar oluşturdu.
The Guardian’ın haberine göre Kalifornia merkezli SVB, ABD'nin en büyük bankası olan JPMorgan'ın yaklaşık onda biri büyüklüğünde mevduata sahip. SVB portföyünden yaklaşık 21 milyar USD’lik menkul kıymet sattığını açıkladıktan sonra para çekme talebini karşılamak için para toplayamayınca aniden çöktü ve ilk çeyrekte 1,8 milyar USD zarar etti. Bloomberg, SVB'nin ABD'deki risk sermayesi destekli girişimlerin neredeyse yarısıyla ve geçen yıl halka açılan ABD'li risk sermayesi destekli teknoloji ve sağlık şirketlerinin %44'ü ile iş yaptığını tahmin ediyor.
Bir likidite krizi mi?
Özellikle 2008 krizisi sonrası ortaya çıkan düşük faiz ortamı sayesinde yeni kurulan şirketler ve start-up’lar krediye kolayca ulaşabilmekteydi. Bu gibi para arzının yüksek olduğu dönemlerde kredi maliyetleri de uygundur. SVB müşterileri için sabit faizle krediler vermişti. Bu kredilerin büyük çoğunluğu start-up ve fintech şirketlerine veriliyordu. FED’in faizleri artırmasıyla birlikte SVB’nin müşterilerine sunduğu faiz gelirleri zaman içinde kendi maliyetlerine yakın bir miktara geldi. Bu süreçte SVB’nin karları da büyük ölçüde azalmaya başladı. SVB müşterilerinin büyük çoğunluğu, geçtiğimiz yıl nakit ihtiyaçları artan startuplar ve diğer teknoloji şirketleriydi. Birçok SVB müşterisi likidite ihtiyaçlarını karşılamak için para çekmeye başladı.
Nakit akışının azaldığı, parasal sıkılaştırmanın uygulandığı ekonomi yönetiminde ek finansman alamayan şirketler genellikle Silikon Vadisi Bankası'na yatırılan mevcut fonlarını kullanmak zorunda kalıyorlardı. Süreç içinde SVB; müşterilerinin para çekme taleplerini karşılamak için kendi varlıklarını satmaya başladı. SVB, 8 Mart Çarşamba günü çoğunluğu ABD Hazine tahvillerinden oluşan 21 milyar USD’lik bir tahvil portföyünü zararına sattı. Perşembe günü de bankadan yapılan açıklamada fon açığını kapatmak için 2 milyar USD’nin üzerinde hisse senedi satılacağı duyuruldu. Bu duyuruyla birlikte SVB’nin hisse fiyatı %60'ın üzerinde değer kaybetti.
SVB, bu sıkışık durumdan çıkmak amacıyla ek sermaye sağlamaya çalıştı. Ancak bu hamlesinde de başarılı olamadı. Nitekim SVB’nin iflası kaçınılmaz bir hal aldı. Kaliforniya'da düzenlenen bir rapora göre SVB müşterileri 9 Mart Perşembe günü sonuna kadar 42 milyar USD gibi yüksek bir mevduat çekti. Rapora göre, o gün mesai bitiminde SVB'nin 958 milyon USD negatif nakit bakiyesi vardı ve diğer kaynaklardan yeterli teminat bulamadı. Cuma günü ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu teknoloji start-up’larının bankası SVB’ye kayyum atandığını açıkladı. FDIC'den yapılan açıklamada SVB'ye Kaliforniya Finansal Koruma ve Inovasyon Departmanı tarafından sigortalı mevduatları korumak için kayyum atandığı, FDIC'nin sigortalı mevduat sahiplerini korumak için Santa Clara Mevduat Sigortası Ulusal Bankasını (DINB) kurduğu ve SVB'nin tüm sigortalı mevduatlarının buraya aktarıldığı kaydedildi.
Tahviller neden SVB’nin sonunu getirdi?
Tahvil, bir şirketin ya da devletin borçlanarak çıkardığı, belirli bir vade sonunda ödenecek olan ve sabit bir faiz getirisi sağlayan menkul kıymetlerdir. Tahvil sahibi, tahvil ihraç eden şirketin ya da devletin borcunu temsil eden bir alacaklıdır. Tahvil ihraç eden şirketler veya devletler, belirli bir faiz oranı üzerinden borç alırlar ve bu borcu belirli bir vade sonunda faiziyle birlikte öderler. Tahvil yatırımı yapmak, sabit bir getiri elde etmek isteyen yatırımcılar için uygun bir seçenektir. Tahviller ve özellikle devlet tahvilleri getirisi ve riski düşük varlıklar olarak değerlendirilmektedir.
Tahvil fiyatlarına etki eden birçok faktör vardır. Bunlardan en önemlileri ise faiz oranları ve enflasyondur.
Tahvil fiyatları, faiz oranlarına ters orantılı olarak hareket eder. Faiz oranları yükseldiğinde, yatırımcılar daha yüksek getiri elde etmek için yeni tahvilleri tercih ederler ve bu da eski tahvil fiyatlarının düşmesine neden olur. SVB’nin elinde bulunan tahvillere yeterli talebin olmamasının sebeplerinden biri de budur.
Bir diğer sebep de yüksek enflasyon. Yüksek enflasyon para biriminin değer kaybetmesine neden olabilir ve bu da tahvil fiyatlarını düşürebilir. Enflasyonun yükselmesi, yatırımcıların tahviller yerine daha yüksek getiri sağlayan diğer yatırım araçlarına yönelmesine neden olabilir. Tüm bu etkenler SVB’nin kısa süre içerisinde oluşan yüksek likidite ihtiyacını karşılayamamasının sebepleri arasındadır.