İnceleme: Ripple - SEC Davası (Güncel)-banner-imageAraştırma

İnceleme: Ripple - SEC Davası (Güncel)

Güncellenme Tarihi: 07.04.2021

Ripple ve SEC Davası Nedir?

Kısaca SEC olarak da bilinen Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonunun Ripple ve iki üst düzey yöneticisine açmış olduğu davanın yankıları, ana akım ve sosyal medya tartışmaları ve XRP’yi bünyelerinden çıkaran kripto varlık platformlarına dair gelen haberlerle hâlâ sürmekte ve bir süre daha sürecek gibi görünmektedir. SEC’in Ripple’a dava açacağı bilgisinin ilk Fortune dergisinde duyurulmasının ardından Ripple’ın CEO’su Brad Garlinghouse Twitter’dan bu bilgiyi doğruladı. Aynı gün içerisinde SEC, yapmış olduğu resmî açıklamayla kayıt dışı dijital menkul kıymet satışı gerçekleştirerek 1,3 milyar doların üstünde gelir elde ettiği suçlamasıyla Ripple’a ve kurucu ortağı Christian Larsen ile birlikte şirketin CEO’su Bradley Garlinghouse’a dava açtığını duyurdu.

SEC’nin sunmuş olduğu dava dilekçesinde davalıların “Ripple’ın operasyonlarını fonlamak ve Larsen ve Garlinghouse’u zengin etmek” amacıyla federal menkul kıymetler kanunlarına aykırı bir şekilde—Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonuna bildirmeksizin—arz ve satış yoluyla 14,6 milyar XRP dağıtımı gerçekleştirerek 1,38 milyar dolar değerinde kazanç elde ettiği kaydediliyor. Benzer şekilde dilekçede, Ripple’ın kuruluş bilançosunu paylaşmadığının, şirketin kamuya açması gereken bilgilerin Larsen ve Garlinghouse tarafından kasıtlı bir şekilde yatırımcılardan saklandığının altı çiziliyor. XRP satış işlemlerinin böyle bir ortamda gerçekleştirmekle suçlanıyor.

Dava dilekçesi, şirketin 2012 yılında mevcut sistemle devam ettiği takdirde XRP’nin federal menkul kıymetler kanunlarına tabi bir “yatırım sözleşmesi” sayılabileceği konusunda aldığı hukuki tavsiyeyi ticari kaygılarla göz ardı ederek riskli bir strateji benimsediğini de vurgulamakta. Şirketin bu yolla 2013 yılından beri gerçekleştirdiği kayıtsız satışlardan elde ettiği geliri üstü örtülü bir biçimde operasyonlarını fonlamak için kullandığı belirtilen dava dilekçesinde, kurucu ortak Christian Larsen ve CEO Garlinghouse’un bu “yasa dışı” yolla yaklaşık 600 milyon dolarlık şahsi kâr elde ettiği de söyleniyor. Ellerinde ciddi miktarda XRP tutan davalıların kasıtlı yarattıkları bilgi eksikliği ve yanlış yönlendirmeler neticesinde yatırımcıları da büyük riskler altına soktuğu yöneltilen suçlamalar arasında bulunuyor.

Komisyon, dilekçede bu suçlamalar ışığında mahkemeden davalıların doğrudan ve dolaylı herhangi bir şekilde XRP satışı gerçekleştirememesini, haksız yere elde edilen bütün kazancın gerekli faizle birlikte iade edilmesini, davalıların herhangi bir kripto varlık arzında bulunmasının yasaklanmasını, belirli bir miktarda para cezası ödenmesini ve mahkemenin yatırımcıların lehine uygun göreceği diğer yaptırımların faaliyete geçirilmesini talep ediyor.

Ripple’ın Savunması

Brad Garlinghouse, suçlamalara karşı Ripple’ın resmî sitesinde yapmış olduğu açıklamada ABD’de kripto varlıklara yönelik düzenlemelerin belirsiz ve yetersiz olduğuna vurgu yaparak SEC’yi bu konuda sorumsuz olmakla suçladı. Açıklamada Ripple’ın bir “yatırım sözleşmesi” veya hisse senedi olmadığını ve sahiplerinin kâr payı yahut temettü almadığı ve şirketin işleyişinde söz sahibi olmadıklarını belirtmiştir. Garlinghouse, XRP’nin gerçek bir para birimi olduğu için satın alanların sadece bu varlığı edindiğini ve şirkete yatırım yapmak için XRP değil Ripple’ın hisse senedini almak gerektiğini; dolayısıyla da borsalarda listelenen menkul kıymetlerin aksine XRP’nin piyasa değerinin Ripple’ın faaliyetleriyle değil diğer kripto paraların hareketiyle ilişkili olduğunu söyleyerek kendisini ve şirketini savunmuştur. Bu davanın aslında bütün kripto evrenine ve bütün altkoinlere karşı olduğunu savunan Garlinghouse, Çin’in BTC ve ETH’nin Çin devletinin yararına çalıştığını, SEC’nin bu hareketinin Çin’i desteklediğini ve bu durumun Amerikan şirketlerini haksız bir rekabet içerisine sürüklediğini de açıklamasına ekledi.

Kripto Para Menkul Kıymet midir?

Bu dava ve tartışmanın merkezinde SEC’nin Ripple’ı bir para birimi olarak görmemesi yatmaktadır. Merkeziyetsiz bir üretim ve dağıtım mekanizmasına sahip olan Bitcoin ve Ether’in aksine XRP’nin Ripple tarafından belirli dönemlerde dağıtılması bu yaklaşımın en önemli sebebidir. Ayrıca XRP’nin itibarî para birimleri arasında bir bağlantı niteliğindeki bir sınır ötesi ödeme aracı olarak sunulmasına rağmen SEC tarafından “yatırım dışında belirli bir kullanımı olmadığı” ve “Ripple’ın XRP’yi ‘kullanım’ için arz etmediği” gerekçesiyle de para biriminden ziyade bir menkul kıymet olarak görüldüğü anlaşılıyor. Ripple’ın avukatlarından Michael Kellog’un Adalet Bakanlığı ve Hazine Bakanlığının Finansal Suçlar birimi Ripple’ı hâlihazırda para birimi olarak gördüğüne dair vermiş olduğu ifade, meselenin ne kadar karışık olduğunu gözler önüne seriyor. Bu dava sadece Ripple özelinde değil, çeşitli kripto paraların hukuki ve ticari statüleri hakkındaki ciddi tartışmaların tekrar alevlenebileceği tahminlerini beraberinde getiriyor.

Emsal Davalar

Telegram (TON) Davası

SEC’nin Ripple’a açmış olduğu dava bu anlamda ilk değil. Kripto paraların birer para birimi mi yoksa menkul kıymet mi olduğu tartışmasına dayanan emsal davalar mevcuttur. SEC, Ekim 2019’da kayıtsız menkul kıymet satışı gerçekleştirerek 1,7 milyar dolar elde ettiği gerekçesiyle popüler mesajlaşma platformu Telegram’ı da dava etmişti. Telegram, kendi geliştirdiği Telegram Open Network (TON) adlı blokzincir ağı üzerinden “Gram” adını verdiği tokenlardan 2,9 milyar dolarlık bir satış gerçekleşti. SEC, bu satışın şirketin operasyonlarını fonlamak amacıyla kayıtsız olarak gerçekleştirildiği iddiasıyla şirketle anlaşarak Telegram’ın 1,2 milyar doları müşterilerine iade etmesine ve yaklaşık 18,5 milyon dolarlık bir ceza ödemesine karar vermişti.

Block.one Davası

Benzer şekilde SEC, Virginia ve Hong Kong’da faaliyet gösteren ve EOS’un ardındaki firma olan Block.one’ı Haziran 2017 ve Haziran 2018 arasında toplam 4,1 milyar dolar değerinde kayıt dışı token ihracı gerçekleştirdiği ve federal menkul kıymet yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle dava etmişti. Her ne kadar Block.one suçlamalar konusunda sessiz kalsa da taraflar anlaşmaya varmış ve şirket 24 milyon dolarlık bir ceza ödemeye razı olmuştu. Ayrıca bu anlaşmanın şirketin satışını gerçekleştirdiği ERC-20 tokenlerini kapsadığı ve bunların artık dolaşımda olmayacağı şirket tarafından belirtilmişti.

Kik Davası

Üçüncü bilindik vaka ise SEC’nn TikTok benzeri bir mobil uygulama olan Kik’e açmış olduğu davadır. Suçlamaya göre Kik, gerçekleştirdiği kayıtsız koin arzı neticesinde 55 milyonu ABD’li yatırımcılardan olmak üzere 100 milyon dolarlık gelir elde etmişti. Ripple davasında da şahit olunduğu gibi kayıtsız ve izinsiz koin arzı, yatırımcıları kanunen sahip oldukları bilgi edinme hakkından mahrum bırakan ve onların bilinçli karar vermelerine engel olan bir faaliyet olarak görülmekte. Suçlamaya 130 sayfalık bir savunmayla karşılık veren Kik, süreç sonunda 5 milyon dolarlık bir ceza ödemek ve gelecekte gerçekleşecek dijital varlık satışlarından önce SEC’i bilgilendirmek durumunda kaldı. Şirket sürecin sonunda SEC’in, Kik’in yerel tokeni olan Kin’i menkul kıymet olarak görmediği belirtmiştir. Kin’in ve BTC ve ETH ile birlikte menkul kıymet sayılmayan üç dijital varlıktan birisi olarak sınıflandırıldığını iddia eden şirket, dava sürecinde Ripple’a desteğini açıkladı:

"Hislerinzi artık anlıyoruz @bgarlinghouse. KIK de 2017 yılında SEC tarafından menkul kıymet olduğu hâlde ICO gerçekleştirmekle suçlandı. Neyse ki bu sorun çözüldü ve artık $KIN , SEC ve hakim tarafından Eth ve Bitcoin dışında menkul kıymet sayılmayan tek varlık olarak sınıflandırıldı."

Davanın XRP’ye Etkileri

Hukuki ve ticari statüyle ilgili tartışmaların ne zaman sonlanacağı henüz belirsiz olsa da davanın kripto para piyasasına etkileri çok çabuk hissedildi. SEC’in davayı sonraki ilk 24 saat içerisinde dolar karşısında %24 değer kaybeden XRP; OSL, Beaxy ve CrossTower gibi kripto para borsalarının XRP işlemlerini askıya aldıklarını açıklamalarıyla da ciddi hasar gördü. Bu gelişmelere göre konumunu alan piyasa üzerindeki en etkileyici faktörlerden birisi de kripto yatırım fonu Bitwise’ın toplam endeksinin %3,8’ini oluşturan 9,3 milyon dolarlık XRP stokunu tasfiye ettiğini açıklaması oldu. 22 Aralık tarihinde 0,51 dolardan açılışı yapan XRP, ilk günün sonunda %13’lük bir düşüşle 0.44’e ve 23 Aralık günü ise %41,8’lik bir düşüşle 0,26 dolara geriledi. 24 Aralık tarihinde tekrar %30,4’luk bir artışla 0,34 dolar değerine ulaşmıştı.

Grafik A

1.png

(Kaynak: Investing.com)

Bu zincirleme reaksiyonu XRP’yi 19 Ocak itibarıyla listelerinden kaldıracağını açıklayan Coinbase ile birlikte 6 Ocak’ta benzer bir açıklama yapan Blockchain.com sürdürdü. Bitwise’ın kararı en bilindik kripto yatırım fonu olan Grayscale'i de 5 Ocak tarihinde XRP’yi fondan çıkaracağını açıklamaya itmişti. Bittrex ve Binance gibi platformlar ise bu süreçte yalnızca ABD içi XRP alım-satımını durdurarak, global düzeyde XRP işlemlerine müdahale etmemeyi tercih ettı.

Bir Ayrılık ve Bir Teselli: Tetragon Davası

Bunların üzerine bir darbe de Ripple’ın 200 milyon dolarlık C Serisinin baş yatırımcısı Tetragon Financial Group tarafından geldi. Bloomberg’in bir raporuna göre Tetragon, SEC’nin dava haberinin üzerine 4 Ocak tarihinde yaptıkları sözleşme uyarınca Ripple’ın C Serisi imtiyazlı senetlerini geri alması için Ripple’a dava açmıştı. Tetragon ayrıca ödeme yapılana kadar Ripple'ın herhangi bir nakit veya diğer likit varlığı kullanmasını engellemek istediğini belirtti. Şirket, mahkemeden geçici bir yasaklama emri, ihtiyati tedbir ve hızlandırılmış bir yargılama süreci talebinde bulunmuştu. Ripple, bu gelişmeye cevaben yayınladığı bildiride XRP’nin ileriye dönük bir menkul kıymet olduğunun yalnızca bir iddia olması sebebiyle davanın henüz bir anlamı olmadığını ve Tetragon’un mevcut düzenlemelerin eksikliğinden haksız bir şekilde faydalanmaya çalıştığını ifade etmişti. 5 Mart 2021 günü Delaware’de görülen davada mahkeme, SEC davası sürecinin hâlâ devam ettiğini ve dolayısıyla XRP’nin statüsüne dair nihai bir karara varılmadığı gerekçesiyle Tetragon’un talebini reddetti. Bu zaferin, Ripple için önemli olsa da, Ripple’ın elini diğer ortaklarına karşı güçlendirip güçlendirmeyeceğini önümüzdeki günlerde daha net görebileceğiz.

Gelişmeler neticesinde Coinbase’in açıklama yaptığı gün 29 Aralık tarihinde 0,19 dolara kadar düşen XRP, toparlanma sinyalleri göstererek 7 Ocak itibarıyla kısa bir süre için 0.37 dolar seviyesine kadar geri yükseldi. Art arda gelen açıklamaların XRP fiyatına etkilerini Grafik 2’de görebilirsiniz.

Grafik B

2a.png

(Kaynak: Investing.com)

Bu süreçte olumlu denebilecek birtakım gelişmeler de oldu. Birleşik Krallık Hazine Bakanlığı 12 Ocak’ta yayınladığı, kripto para ve sabit koinlere yönelik düzenleme yaklaşımlarını belirttiği raporda XRP’yi de, ETH ve Bitcoin gibi “değişim aracı” olarak gördüğü tokenler arasında saymıştır. Bu kripto paraları “değişim tokeni” olarak tanımlayan belge, bunların e-para veya menkul kıymet tokeni olmadığını ve dolayısıyla yatırım niteliği taşımadıkları hükmünü vermektedir. ABD içerisinde verdiği mücadele açısından oldukça büyük önem taşıyan bu yaklaşımın Ripple’ın SEC karşısında elini güçlendirecek ve ABD’deki düzenlemeler için emsal teşkil edecek nitelikte olduğu düşünülüyor.

“İşler sakin görünebilir ancak perde arkasında pek çok şey oluyor”

Ripple CEO’su Brad Garlinghouse, 7 Ocak Perşembe günü Twitter üzerinden yaptığı bir açıklamada SEC’nin iddiaları hakkında söylenecek çok şey olduğunu ama dava sürmekteyken bunları Twitter üzerinden belirtmeyeceğini söylemişti. Aynı açıklamada Garlinghouse, sürece dair en çok merak edilen beş soruya dair görüşlerini paylaştı. Soru cevap şeklinde paylaşılan açıklama şu şekildedir:

“Ripple neden SEC ile anlaşmadı?

Ayrıntılara giremiyoruz ancak bunu denediğimizi ve yeni yönetimle denemeye devam edeceğimizi bilin ki XRP topluluğu yeniliklere devam edebilsin, kullanıcılar ve düzenli pazarlar korunabilsin.

XRP'yi listelemek için borsalara ödeme yaptınız mı? Tekrar ne zaman listelenecek?

XRP, küresel olarak en likit (ilk 3-5) dijital varlıklardan biridir ve %95'i ABD dışında işlem görmektedir. Ripple, XRP'nin nerede listelendiği, kimin sahibi olduğu vb. üzerinde hiçbir kontrole sahip değildir. Açık kaynaklıdır ve merkezi değildir. Listeden çıkarmak ve işlem durdurma ayrı şeylerdir—çoğu alım-satımı durdurur. Her biri kendi (ve bazen zıt) kripto görüşlerine sahip 8 farklı hükümet organı ile birlikte ABD kripto piyasası bileşenleri çelişkili politikalarla karşı karşıya kalmaktadır ve bu şaşırtıcı bir durum değildir. ABD'de yasal düzenlemelerin net olmamasından ötürü yasal bir kaosa geçtik. Bu yüzden de yaptırım yoluyla düzenleme çok kötü bir kamu politikasıdır. Yeni yönetimle birlikte #DCEA'nın yeniden tanıtılmasını bekliyoruz.

SEC’ye ne zaman cevap vereceksiniz? Neden sessizsiniz?

Yasal süreç yavaş ilerleyebilir! İşler sakin görünebilir ancak perde arkasında pek çok şey oluyor. İlk yanıtımızı birkaç hafta içinde vereceğiz.

Yatırımcılar Ripple'a güveniyor mu?

Evet, gerçek hissedarlarımız var. Ripple hisselerine bu şekilde sahip oluyorsunuz—XRP satın alarak değil, hisselerimizi satın alarak. Ripple'ın %1,5'ine sahip olan Tetragon'un SECn'in iddiaları aracılığıyla haksız yere avantaj sağlamaya çalışmasından dolayı hayal kırıklığına uğradık.

Müşterilere XRP kullanmaları için ödeme yaptınız mı?

Bazı müşterilere, özellikle ilk müşterilere ODL'yi kullanma teşvikleri sunduk— bu bir 101 ödeme ağı (ve tamamen yasal). Her ödeme ağının (PayPal, Visa, MC, vb.) teşvikleri vardır veya hala kullanmaktadır. Biz türünün İLK örneği olan bir ürün geliştirdik ve yeni bir altyapıyı entegre etmek tabii ki maliyetlerle birlikte gelir. XRP On-Demand-Liquity, maliyet, hız ve ödeme ilgili gerçek sorunları çözer.”

Bu esnada piyasanın tüm dikkatini üstüne çeken Ripple’ın akibetinin uzunca bir süre 22 Şubat tarihinde Güney New York Bölge Mahkemesinde görülecek ön duruşma sonucu belli olacağı bekleniyordu. Sürecin başında yaptığı açıklamada SEC ile daha önce de anlaşmaya çalıştığını ve yeni atanan SEC başkanı ile daha iyi bir iletişim kurmayı planladığının altını çizen Garlinghouse da Ripple’ın geleceği için duruşma gününe işaret etmişti.

İlk Savunma ve Ön Duruşma

Geçtiğimiz Ocak ayı sonlarında Ripple, federal mahkemeye ilk savunmasını vermişti. Savunmanın dikkat çeken boyutlarından birisi ise Ripple’ın kendisine haksızlık yapıldığı iddiasıyla Bilgiye Erişim Özgürlüğü Yasasına başvurarak Ether’in hangi gerekçelerle menkul kıymet olarak görülmediğine dair bilgi talep etmesi ve bu talepte **Bitcoin ve Ether’in Çin merkezli madencilik tesislerinde üretildiğine sık sık işaret etmesi **olmuştu. 16 Şubat Salı günü ise, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ve Ripple, mahkemeden sorumlu federal yargıç Analisa Torres'e ortak bir mektup göndererek taraflardaki vekillerin görüştüğünü, ancak henüz bir çözüme ulaşılamadığını söyledi. Mektubun devamında, herhangi bir çözüme varılacak olursa mahkemeyi derhal bilgilendirecekleri de belirtildi.

16 Ağustos 2021 tarihine kadar soruşturmaya devam edebilecek olan Ripple ve SEC, 22 Şubat Pazartesi günü, New York Güney Bölge Savcılığının yönetiminde, telefon üzerinden gerçekleştirilen bir ön duruşma konferansında bir araya geldi.

“SEC’nin her şeyden haberi vardı!”

Ripple’ı temsil eden Ceresney, XRP'nin merkezi olmayan bir dijital varlık olduğunu ve 8 yıldır tamamen işlevsel olduğunu savunarak geçen ay XRP’nin 66 milyar dolar değerinde işlem gerçekleştirdiğini ve bunların çoğuna Ripple’ın dahil bile olmadığını vurguladı. Sonrasında, 2015 yılında ABD Hazine Bakanlığı Finansal Suçlarla Mücadele Bürosunun, **XRP'nin bir para birimi olduğunu **belirttiğini ve dünya gelişimi üzerindeki meselelere karar veren hemen hemen her ülkenin XRP'nin bir menkul kıymet olmadığına karar verdiğini ve XRP'nin menkul kıymetten çok Bitcoin ve Ethereum gibi işlev gördüğünü belirtti. Devamında da SEC’nin, Bitcoin ve Ethereum’un menkul kıymet olmadığını kamuya açıkladığını hatırlattı. Ceresney savunmasına Ripple'ın XRP'yi tanıtmak için bir çalışma gerçekleştirmediğini, sadece bir varlık olarak sattığını belirtti. Ripple satışlarının çoğunun ikincil pazara gittiğini, çoğu alıcının XRP’nin Ripple’ın bir parçası olduğunu bile bilmediğini savunmasına ekledi.

Ripple’ın savunmasının sonuna doğru Ceresney, XRP’yi listelemek isteyen kripto platform(lar)ının SEC ile bir toplantı yaptığını bildiklerini belirtmiştir. Avukatın ifadesine göre söz konusu platform(lar), kendi yaptıkları araştırmalar neticesinde XRP’nin bir menkul kıymet olmadığı çıkarımına vardıklarını fakat yine de XRP’nin yasal durumunu öğrenmek istediklerini ve** ona göre platformlarında listeleyeceklerini belirtmişti**. SEC’nin XRP’yi bir menkul kıymet olarak tanıdığına dair bir ifadede bulunmaması neticesinde bu platform(lar) XRP’yi listeleme kararı almıştı. XRP’nin dijital bir para olarak kullanım alanlarının yaygınlaştırılmasında büyük rol alan bu kurumların XRP’yle ilgili faaliyetlerinin SEC tarafından biliniyor olması büyük bir soru işareti ortaya çıkarmıştır. Bu bilgiler ışığında SEC’nin XRP’nin menkul kıymet olduğu gerekçesiyle Ripple’ı dava etmesi büyük bir tutarsızlık ve yanlış bilgilendirme olarak değerlendirilmiştir.

Ripple’ın baş hukuk müşaviri Stuart Alderoty, 5 Mart 2021 tarihinde atmış olduğu bir dizi tweette XRP işlemi gerçekleştirirken SEC’e danışan ve SEC tarafından herhangi bir sorun yaşayacağı konusunda uyarılmayan şirketlerin SEC ile gerçekleştirdiği toplantılar konusunda daha çok şey öğrenmeye çalıştıklarını kaydetti.

16 Ağustos 2021 tarihine kadar sürebileceği ön görülen süreçte Ripple, savunmasını önceki paragrafta belirtilen meseleye, yani SEC’nin şirketleri zamanında yeterince bilgilendirmemesi ve ABD’deki kripto paralara dair yasal düzenlemelerin yetersizliği üzerinden sürdüreceğe benzemektedir. Ripple CEO’su Garlinghouse, HBO kanalı için çıktığı bir programda İngiltere, Japonya, İsviçre ve Singapur gibi birçok ülke XRP’yi bir varlık olarak tanıyorken bunun aksi yönde hareket eden tek ülkenin ABD olduğunu söylemiştir.

“Bu işten epeydir yakayı sıyırıyorduk” demek yeterli değil.

Böyle bir savunma stratejisinin sonuçlarını tahmin etmek mümkün olmasa da çok sayıda uzman SEC’nin menkul kıymet yasalarını çiğnemeden nasıl kripto para üretileceği konusunda şirketleri yeterince bilgilendirmemesinin ve ABD’deki kripto düzenlemelerindeki bu yasal boşluğun kripto para projelerini ne derece mağdur ettiği konusunda hem fikir görünüyor. Elbette bu konuda Ripple’la hemfikir olmayanlar da bulunuyor. Compound’un baş hukuk müşaviri Jake Chervinsky, Alderoty’e cevaben atmış olduğu tweette bunun pek işe yaramayacağını belirtmiştir.

Sırası gelmişken, “Bu işten epeydir yakayı sıyırıyorduk” demek SEC yaptırımlarına karşı yeterli bir savunma değil”

5 Mart tarihinde kendisine dava açan Tetragon’a karşı elde etmiş olduğu zafer her ne kadar bir teselli olarak değerlendirilse de Ripple’ın statüsüyle ilgili süreç hâlâ muğlaklığını korumaktadır. Davanın Ripple için yankıları ise hala sürüyor. En son 8 Mart tarihinde şirketin 2019’dan beri uluslararası ödemeler alanında önemli ortaklarından biri olan Moneygram’la ilişkisini sonlandırdığı duyuruldu. Dava süreci sebebiyle Moneygram, Ripple kullanımını Şubat ayında askıya almıştı.

XRP Yatırımcıları da Davaya Müdahil Oluyor

Dava sürecinde gelişmeler ardı ardına gelirken ilginç bir girişim de XRP sahipleri tarafından gelmişti. Deaton Hukuk Bürosu’ndan John Deaton, 6 bin XRP sahibi adına SEC ve Ripple davasına üçüncü bir taraf olarak dahil olmak için 14 Mart Pazar günü mahkemeye başvuru gerçekleştirmişti. Dava sürecinde XRP sahiplerinin çıkarını temsil eden bir taraf olmadığı gerekçesiyle yapılan bu başvurunun, genel olarak Ripple’ın tezlerini destekler doğrultuda olduğu konuşuluyordu. Bu başvuruyu federal yargıç Analisa Torres önce reddetmişti. Fakat başvurunun “usulen” reddedilmesi daha sonra tekrar başvurulabileceğine dair bir sinyal olarak algılanmıştı. Nitekim yargıç Torres XRP yatırımcılarının 19 Nisan’a kadar başvurularını yapabileceğini söyleyerek bu sinyali doğrulamış oldu.

Kendisi de XRP sahibi bir kriptocu olan avukat Deaton, web sitesinde yapmış olduğu açıklamayla bu dava sürecinde XRP sahiplerinin toplamda 15 milyar dolarlık bir kaybının olduğunu belirtiyor. Deaton, Ocak ayında da SEC’ye, Ripple yöneticilerinin yapmış olduğu XRP satışları ve bireysel yatırımcıların ikincil borsalardan yaptığı XRP alımları arasında bir ayrım yapmasını, bir anlaşma olduğu takdirde tazmin edilecek miktarın SEC’nin faaliyetleri sonucu büyük kayıplar yaşayan XRP sahiplerine dağıtılmasını talep eden bir başvuru yapmıştı. Fakat bu başvuru SEC tarafından reddedilmişti.

SEC: Yatırımcılar “çığ gibi talep yağdıracak”

Yargıç Torres’in kararının SEC’nin itirazlarına rağmen gerçekleşmesi XRP yatırımcıları için oldukça olumlu algılandı. Bilindiği gibi 26 Mart tarihinde SEC, yargıç Torres’ten XRP yatırımcılarının başvurularını reddetmesini talep etmişti. Böyle bir müdahalenin önünün açılması durumunda hâlihazırda XRP’ye dava açmış çok sayıda yatırımcının da davaya dahil olarak “çığ” gibi talep yağdıracağını ve bunun da “kuvvetle muhtemel usule aykırı gecikmelere, güçlüğe ve kargaşaya” neden olacağını gerekçe gösteren SEC, XRP yatırımcılarının çıkarlarını gözetebileceğini de belirtmişti.

SEC Belgelerine Erişim

Dava ile ilgili en yakın gelişme ise 6 Nisan tarihinde yaşandı. Geçtiğimiz ay içerisinde Ripple, Bilgiye Erişim Özgürlüğü Yasasına başvurarak Ether’in hangi gerekçelerle menkul kıymet olarak görülmediğine dair bilgi talep etmişti. Ripple ve SEC arasında telekonferans yöntemiyle gerçekleşen duruşmada Ripple, SEC’nin bir kripto para biriminin menkul kıymet olup olmadığını nasıl belirlediğine dair dahili dökümanlarını inceleme hakkını kazandı. Ripple bu noktada XRP'nin tıpkı Bitcoin ve Ether gibi menkul kıymet olmayan bir kripto para olarak tanımlanabileceğine dair kanıt bulmayı umuyor. Ripple'ın avukatlarından biri olan Mathew Solomon, SEC’nin XRP'nin bir menkul kıymetten ziyade bir para birimine benzediğine dair yapmış olduğğu yorumları bu belgelerde bulabilirse XRP'yi düzenleyicinin yetki alanının dışına çıkaracağını ve dolayısıyla davanın sona erebileceğini açıkladı.

Gelişmeler oldukça yazımızı güncelleyerek sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.